Kemal Kılıçdaroğlu Hakkında Dava Süreci Başlatıldı
Kemal Kılıçdaroğlu Hakkında Dava Açıldı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) üyelerinin iki yıl önce yaptıkları şikayet dilekçesi üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında dava süreci başlatıldı. MHP Genel Başkan Yardımcıları Feti Yıldız, İzzet Ulvi Yönter ve İsmail Faruk Aksu, 5 Şubat 2022 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dilekçede, Kılıçdaroğlu’nun çeşitli tarihlerde yaptığı açıklamalar ve konuşmaların, ”suç ve suçluyu övme” suçunu içerdiğini öne sürdüler.
Dilekçede, Kılıçdaroğlu’nun geçmişteki konuşmaları delil gösterilerek zincirleme bir şekilde suç işlediği iddia edildi. Bu şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede MHP’li Yıldız, Yönder ve Aksu, ”müşteki” sıfatıyla yer aldı.
İddianamede Sunulan Deliller
İddianamede, Kılıçdaroğlu’nun farklı tarihlerde Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmasıyla ilgili yaptığı açıklamalar, konuşmalar ve basında yer alan haberler delil olarak gösterildi. Örneğin, Kılıçdaroğlu’nun 20 Haziran 2019’da bir gazeteye verdiği röportajda, Demirtaş’ın “Ben Kürdistan dediğim için yargılanıyorum. Sayın Binali Yıldırım’ın da benim yanımda olması gerekirdi” sözlerine atıfta bulunarak, şu ifadeleri kullandı:
- “Demirtaş haklı. Kürt kökenli ya da Kürt vatandaşlarımızın Ekrem Bey’e ilgi göstermesi onların hoşuna gitmiyor. Diyarbakır’a gidip ‘Kürdistan’ sözcüğünü kullanıyorlar ama Selahattin Bey aynı sözcüğü kullandığı için hapse atıyorlar. Bu aklın, mantığın alacağı bir şey mi? Kürdistan lafını kullandı diye milletvekilini parlamentodan atıyorlar ama eski Başbakan, eski TBMM Başkanı kullandığı zaman, kendi partisinden olduğunda hiçbir şey olmuyor. İyi de o adamı niye hapse attınız? Ne işi var Selahattin Bey’in hapiste? Kaldı ki hiçbir siyasetçi siyasal düşüncelerinden dolayı hapse atılmamalı.”
Suçlamaların Detayları
Kılıçdaroğlu’nun 13 Eylül 2017 tarihinde Fox TV “Çalar Saat” programında CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na sahip çıkması da iddianamede yer aldı. Ayrıca, 2 Aralık 2015 tarihinde Diyarbakır’a yaptığı ziyarette PKK’lılara “Barikatları kuran arkadaşlar” demesi, 21 Ekim 2014 tarihinde İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübü’ndeki söyleşisinde “YPG bizim için terör örgütü değildir. YPG, kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” ifadelerini kullanması ve 5 Aralık 2016 tarihinde CHP Adana mitinginde FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan gazetecileri isimleriyle anarak alkışlatması gibi eylemleri de suç isnadı olarak öne sürüldü.
İddianamede, Kılıçdaroğlu’nun bu beyanlarının kamu düzenini bozma potansiyeli taşıdığı ve toplumun dirlik ve düzeni açısından açık bir tehlike oluşturduğu ifade edilerek, zincirleme şekilde ”suç ve suçluyu övme” suçunun unsurlarının oluştuğu iddia edildi. Ayrıca, MHP’li vekillerin suç isnadında bulunduğu çok sayıda eylemin Kılıçdaroğlu’nun TBMM Grubu’ndaki açıklamalarıyla ilgili olduğu ve bu açıklamaların Anayasa gereği ”yasama sorumsuzluğu” kapsamında değerlendirileceği vurgulandı. Bu nedenle cezai tatbikat yapılamayacağı belirtildi.
Cezai Talep
İddianamede, Kılıçdaroğlu’nun zincirleme şekilde ”suç ve suçluyu övdüğü” ileri sürülerek, Türk Ceza Kanunu’nun 215/1 ve 43/1 ile ”belli hakları kullanmaktan yoksun bırakmayı” düzenleyen 53/1-2 maddelerine göre 2,5 yıldan 3,5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.
Bu süreç, siyasi tartışmaların ve hukukun nasıl işlediği konusunda önemli bir örnek teşkil ediyor. Gelişmeleri takip etmek, Türkiye’nin siyasi dinamiklerini anlamak açısından kritik öneme sahip.