Kıbrıs Gazisi Bursalı Fikri Özer’in 50 Yıl Sonra Kıbrıs’a Dönüşü

Kıbrıs’taki Anılar: Gazi Fikri Özer’in 50 Yıl Sonra Ziyareti

Bursa’da yaşayan 70 yaşındaki Türkiye Şehitler ve Gaziler Vakfı Başkanı Gazi Fikri Özer, 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı’na keskin nişancı olarak katıldı. Harekatın ardından tam 50 yıl sonra, savaştığı topraklara geri dönme fırsatı buldu. Kıbrıs’taki 16 ay boyunca askerlik yaptığı birliği ziyaret eden Özer, o dönemde kullandığı makinalı tüfeği yeniden buldu. Seri numarasını hala ezberinde tutan gazi, yıllar sonra bu silahıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Özer, acemi birliğinde 4 ay Manisa’da görev yaptıktan sonra, Kıbrıs’ta savaş çıktığını duyduğunda, bunun 1963 yılındaki gerginlik gibi kısa sürede durulacağını düşündü. Ancak, bir hafta süren teyakkuzun ardından Kıbrıs’a gönderilecek askerlerin listesi geldi ve Özer, Kıbrıs’a sevk edildi. Barış Harekatı’nın tamamlanmasının ardından, 16 ay daha askerlik yaptıktan sonra gazi olarak memleketine döndü.

Çeşitli nedenlerden dolayı savaştığı topraklara bir daha gidemeyen Özer, 50 yıl aradan sonra madalya takdimi için Kıbrıs’a gitme kararı aldı. Savaş sırasında yaşadığı yerleri yeniden ziyaret eden Özer, 16 ay boyunca görev yaptığı birliğini de ziyaret etti. Birlik komutanlarına, harekat sırasında kullandığı makinalı tüfeğinin seri numarasını hala hatırladığını söylediğinde, envanterdeki silahlar araştırıldı. Birlik komutanları, silahın hala kullanımda olduğunu belirttiğinde Özer, gözyaşlarını tutamadı. Harekat boyunca yanından ayırmadığı silahıyla 50 yıl aradan sonra yeniden fotoğraf çektirdi.

Barış Harekatı’nda 16 Ay Askerlik

Gazi Fikri Özer, Kıbrıs’a gönderilecekleri ilk duyduklarında, olayların çözüme kavuşacağını düşündüklerini, ancak durumun devam etmesi üzerine Kıbrıs Barış Harekatı’na katıldıklarını belirtti. Harekata çağırılma süreçlerini anlatan Özer, “4 aylık acemi birliğinin ardından savaş sesleri yükselmeye başladı. Kıbrıs’taki Cunta ve Endülüsler, Kıbrıs halkına zulüm etmeye başlamışlardı. Rahmetli Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ın kararıyla savaşa gittik. Manisa’dan Ankara’ya, oradan da Kırıkkale’ye sevk edildik. Kırıkkale’de makineli tüfek nişancısı olarak görevlendirildim,” dedi.

Özer, “Alarm gibi bir şey oldu, bizi gece saat 3’te kaldırdılar. Bir hafta dışarıda bekledik, sonra bize savaş olacak denildi, fakat biz buna inanamadık. Mersin’e geldiğimizde olayların çözüleceğini düşündük. Fakat gece saat 03.30 ile 04.00 arasında listeler geldi ve isimler okundu. Bizden keskin nişancı olarak 130 kişi seçildi. Saat 05.00’te özel helikopterlerle Kıbrıs’a ayak bastık. Sabah saatlerinde oradan buradan gelen ateşler nedeniyle kafamızı kaldıramadık. Beşparmak Dağları’na çıktık, orada 3-5 gün kaldık, esir gibiydik. Aşağıda Rum askerleri, üstümüzde de Rum askerleri vardı, hareket edemedik. Oraları temizledikten sonra aşağıya indik ve dinlenmeye çekildik. Tekrar 14-16 Ağustos tarihlerinde ikinci harekat başladı. Harekat 1 saat daha sürseydi Kıbrıs’ın tamamını alacaktık,” diye ekledi.

50 Yıl Sonra Kıbrıs’a Dönüş

Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından tam 50 yıl sonra ilk defa madalya almak üzere Kıbrıs’a gittiğini söyleyen Özer, “Bize madalya verileceği söylendi, biz de 5 arkadaş gittik. Hem gezeriz hem de madalyaları alırız diye düşündük. İçişleri Bakanlığı’ndan madalyaları aldık, ben Kıbrıs’a gelemeyen arkadaşlarım için de madalyalarını aldım. Orada savaştığımız yerlere gittik, gezdik, oradaki eşi dostu ziyaret ettik,” dedi.

Özer, “50 sene sonra ilk defa madalya mazereti için Kıbrıs’a gitmek nasip oldu. Oraya ilk gittiğimde tüylerim diken diken oldu. Bunları gerçekten yaşayan bilir. O anılarımız bizi orada çok yıprattı, duygulandık. Biz halkımızı, bayrağımızı tekrar görmek, ezanımızı duymak için buralara sahip çıktık,” diye devam etti.

Silahını Bulduğunda Yaşadığı Duygular

Kıbrıs’ta görev yaptığı birliği de ziyaret ettiğini ifade eden Özer, “Konuşmacı olarak katıldım. Orada arkadaşlarımla ve askerlerle yürüyüşe katıldım. Duygulandım, oradaki askerler de ağladı, ben de ağladım. Arkamdan tümen komutanının postası geldi ve ‘Komutanım silahını buldum’ dedi. Oğlum, nasıl bulursunuz, 50 sene geçti, silah gitmiştir buradan dedim. Gittim, koruma kolunu çektim, mermi kapağını kaldırdım, hakikaten aynı numara yazıyordu. Gözlerimden yaşlar geldi,” diye anlattı.

Özer, “16 ay boyunca onunla yattım, onunla kalktım. Tümen komutanı geldi, sağ olsun, onun da gözlerinden yaşlar geldi. Çoluğu çocuğu da gelmişti, hep beraber o akşamı geçirdik, baya bir muhabbet ettik,” ifadelerini kullandı.

Gaziler Her Zaman Göreve Hazır

Deneyimlerinden ve içindeki ruhtan dolayı gazilerin her çağrıya ilk günkü gibi hazır olduklarını söyleyen Gazi Özer, “Her zaman da dediğim gibi, Allah muhafaza, şu anda bir şey olduğu zaman ilk önce koşacak biz gazileriz. Çünkü en azından tecrübemiz var ve içimizde bir ruh taşıyoruz. Vatan, millet, ezanımız için her zaman canımızı seve seve vermeye hazırız. Vatanımız için her zaman kafamızı ortaya koyacak ve savaşa atılacak insanlarız. Hiçbir zaman böyle bir şeyden kaçınmayız; kimsenin toprağında gözümüz yok. Kimse de bizim bir karış toprağımızdan isterse, her zaman karşısındayız. Her zaman üstüne basarak söylüyorum, her zaman hazırız, her zaman verilen bir görevin üstesinden gelmeye çalışacağız,” diye belirtti.

– BURSA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu