Türk dünyasında çağırışlar: alfabe birliği

Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi (UNEC), Haydar Aliyev Merkezi ve Bölgesel Kalkınma Kamu İş birliği ile 22-25 Haziran 2023 tarihinde düzenlediği 44 ülkeden katılımcının olduğu “V. Ekonomi ve Yönetim Alanında Araştırmacıların Uluslararası Bilimsel Kongre” çerçevesinde “Türk Dünyası Paneli” düzenlendi. Üniversite bünyesinde faaliyet gösteren Türk Dünyası İktisat Fakültesinin 30. Yılına atfedilen bu Panele konuşmacı Prof. Dr. Recai Çoşkun (İzmir Bakırçay Üniversitesi), Prof. Dr. Synura Alymkulova (Kırgızistan Devlet Arabayev Üniversitesi), Prof. Dr. Murat İkramov (Taşkent Devlet İktisat Üniversitesi) ve Prof. Dr. Dina Razakova (Turan Üniversitesi) katıldılar. Aslında bu panele Prof. Dr. İlber Ortaylı hoca da katılacaktı. Tüm hazırlıklar yapılmasına rağmen son anda İlber Hocanın sağlık gerekçesiyle katılamayacağı bildirmesi kardeş ülke Azerbaycan’da gönül burukluğuna neden oldu. Hocamıza şifalar dilerken, umarım İlber Hoca ileride bu gönül burukluğu telafi eder.
WhatsApp Gorsel 2023 06 26 saat 14.56.08
Panel büyük bir dinleyici kitlesi tarafından oldukça ilgiyle izlendi. Azerbaycan kamuoyunda Türk Dünyasına yönelik ciddi bir ilgi bulunmaktadır. Bu konudaki heyecan sivil halktan devletinde en üst tepesine kadar her alanda açık bir şekilde görmek mümkündür. 44 Günlük Vatan Muharebesi sonrası gelen zaferle işgal altındaki topraklarını kurtaran Azerbaycan bir taraftan Karabağ’da imar ve inşa sürecini yürütürken, diğer taraftan da Türk Devletleriyle olan ilişkilerini çok yönlü olarak geliştirmek için yoğun çaba sarfetmektedir. Bu çabalar çerçevesinde Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, tüm Türk Devletlerine son iki yıl içinde çok sayıda resmi ziyarete bulundular. Bu ziyaretle sonucu Azerbaycan’ın Türk Devletleri ile olan ilişkiler her alanda önemli gelişme sağladı. Bu gelişmeler doğal olarak akademik çalışmalara da yansıdı. İlerleyen dönemlerde Azerbaycan akademik camiada Türk Dünyası ile ilgili çalışmaları sık sık göreceğiz. Aslında bu çalışmalar tüm Türk Devletlerinde ivme kazandığını söylemek mümkündür.
tyty
Bu panelde Türk Dünyasında bazı konular ele alındı. Hemen belirtmem gerekir ki Türk Dünyası o kadar geniş ve derin bir konudur ki, bir panelde tüm yönleri ele almak mümkün değildir. Ancak bu panelde bazı önemli bazı konuları ele alındı. Her şeyden önce yıllardır konuşulmasına rağmen ciddi bir ilerleme sağlamayan konuların başında alfabe birliği husus gelmektedir. Hali hazırda Kırgızistan hariç tüm Türk Devletleri Latin alfabesine geçmesine rağmen her birinin kabul ettiği alfabe şekli diğerlerinden farklıdır. Bilindiği üzere Türk Dünyasına farklı alfabe dayatılarak parçalanması sağlandı, bu nedenle Türk Dünyasının dirilişi de alfabe birliği ile sağlanacağını söylemek mümkündür. Rus işgalinden önce Müslüman Türkler Arap alfabesi kullanmaktaydı ve bu alfabe ortaktı. Doğu’da yani Türkistan’da Çağatayca, Batı ise Osmanlı Türkçesi kullanılmaktaydı. Osmanlıca ile Çağatayca arasında sadece önemsiz bazı imla farkları vardı. O nedenle İstanbul’da çıkan bir eser Buhara’da ve Oş’ta, Semerkant’ta çıkan bir eser ise İstanbul’da rahatça okunabilmekteydi.
tt
S.S.C.B işgali döneminde 1927 yılında başlayan Latin alfabeleri sürecinde de ufak tefek farklılıkları bir kenara bırakılırsa ortak bir alfabe var olduğu söylemek mümkündür. Ancak Türkistan’ı parçalamayı planlayan Stalin, alfabenin farklılaştırılmasıyla işe başladı. Stalin tarafından 1937-38 yıllardan itibaren Türk boyları Rusların milli alfabesi olan Kiril alfabesine geçirildi. Ancak burada her Türk yazı dili için farklılaştırılmış olan Kril alfabesi dayatıldı. Böylece Türklerin alfabe birliği bozuldu. Kırgız Türklerine ayrı ses ve harf içerinde bir alfabe, Kazak Türklerine ayrı bir alfabe, Özbek Türklerine ayrı bir alfabe hakeza dayatıldı. Örneğin Özbek Türkleri tarafından bu alfabe ile yazılan eserler artık ne İstanbul’da ne diğer Türk toplulukları tarafından okunabiliyordu. İstanbul’da çıkan eserler de artık Türkistan’da okunamıyordu. Kazak Türkü ile bir Kırgız Türk birbirileriyle sözlü olarak çok rahat anlaşabiliyor iken, farklılaştırılmış bu alfabeler sonucu aynı anlaşma yazılı eserler için söylemek mümkün değildi. Bu süreç SSCB’nin dağılmasına kadar sürdü. SSCB’nin dağılmasında sonra da Türk Cumhuriyetleri uzun bir süre Kril alfabesini kullandılar. Bağımsızlık sonrası Türk Cumhuriyetleri farklı tarihlerde Latin alfabesine geçtiler. Ancak bu seferde her bir ülke diğerinden farklı harf ve sesleri içeren alfabeyi tercih etti. Bu nedenle yine ortak Türk alfabesi oluşmadı. Ancak “dilde birliğin sağlanması” için ortak ses ve harfleri içeren birleştirilmiş Türk alfabesine ihtiyaç bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde alfabe birliği konusunda önemli adımlar atılmasını yürekten temenni ediyoruz.

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  1. Prof. Dr. Mehmet Yuce GuncelBursa 1 1 Türk dünyasında çağırışlar: alfabe birliği için yorumda bulun

    Türk dünyasında çağırışlar: alfabe birliği için henüz bir yorumda bulunulmamış! Hemen üst alanda bulunan formu kullanarak Türk dünyasında çağırışlar: alfabe birliği için ilk yorumu yapabilirsin.