Evlat Azerbaycan’da sürdürüyor eğitimini. Vesileyle can Azerbaycan yollarına düştük. Bir bedende iki can Türkiye-Azerbaycan ruhunu iliklerimize kadar işliyor uçağımız Bakü Havaalanı’na tekerleklerini koyduğu an.
Mesafeler kardeşliğe, mesafeler gönüllere engel olamıyor.
Çok ülkeler görsek de ikinci Türkiye Azerbaycan’a ulaşmak bambaşka bir duygu.
Yıllarca vatan hasreti çekip Türk topraklarına ayak bastığı an toprağı öpen gurbetçi kardeşimizi çok daha iyi anlıyorsunuz inanın.
Hasret kalmış coğrafyaların hasret kalmış kardeşlerin her geçen gün sımsıkı kucaklaşmasını Bakü’den daha da güzel anlıyorsunuz.
Hadi baştan alalım.
Dünya’nın en güzel havaalanı İstanbul Havaalanı’ndan selfie yaparak Bakü yolculuğuna başlıyoruz.
Sosyal medyadan yaptığımız paylaşımın ardından telefonu kapatıp yaklaşık 3 saat sürecek yolculuğumuz için uçaktaki koltuğumuza yerleşiyoruz.
Bakü havaalanına indiğimizde yeniden telefonumuzu açıyoruz.
Aman Allah’ım mesaj yağmuru.
Mesajların hepsi hoş geldiniz diye başlıyor.
Bir ihtiyacınız var mı diye devam ediyor.
Araç lazım mı?
Konaklayacak yeriniz var mı?
Sizi ağırlayalım gibi gönlümüzü fethediyor Bakü daha ilk dakikadan.
Bu nasıl bir güzellik böyle.
Evimize yerleşiyoruz.
Tüm mesajlara cevap verip teşekkür ediyoruz.
Önce talebelerimizle buluşuyoruz ve kucaklaşıyoruz ama ziyaret edecek bir çok dost da var Can Azerbaycan’da.
Bir Öğrencimiz daha var yeğenim can Gardaşım iş insanı Faruk Görer’in oğlu Türkiye’den ve öncelik onun kaydında.
Doğru üniversiteye gittik ve kayıtlarını tamamladık. Sıra dostlarda.
Zaman kısa ama uğrayacak dostlar fazla olunca hemen planımızı yaptık.
Hukuk Danışmanı can dostum Samiral Usubova, hiç kıramayacapımız isimlerden biriydi.
İlk günden sık sık arayıp bir ihtiyacınız var mı diye soran, neredeyse her anımızı ilgisiyle güzelleştiren Usubova ile akşam vakti buluştuk.
Beraberce mekanına gittik.
O kadar güzel insanlar ki hiçbir şeyi ihmal etmiyorlar ve her şey gittiğinizde hazır oluyor.
Burada da öyleydi.
Biz çay kahve sohbete başladık ve bana bir sürprizleri olduğunu aktardılar.
Biraz sonra içeriye güzeller güzeli biri girdi.
Sıcak, cana yakın, yüzü sürekli gülen sanki çok çok önceleri tanıdığımız bildiğim biriymiş gibi geldi bana. O girince herkes ayağa kalktı saygıyla.
Tanıttılar kendisini.
Azerbaycan’ın Neşet Ertaş’ı diyebileceğim türkülerini sürekli dinlediğim çok çok beğendiğim ama görmediğim Azerbaycan Devlet Sanatçısı Elnare Abdullayeva…
Bu ne güzel bir sürpriz böyle.
Nasıl mutlu oldum bilemezsin.
Sohbet koyulaştı.
Çaylar tazelendi.
Türkiye’den konuştuk, bir milletin evlatları oluşumuzu konuştuk.
Sürekli sahne aldığı yerlerde karşılaştığı anılarını bir bir anlattı.
Neşet Ertaş’a olan hayranlığını saygısını mezarını ziyarete geldiğini onu ne kadar beğendiğini heyecan içinde aktardı.
Sohbetimizin ilerleyen zamanında yerini projelere bıraktı.
Değerli arkadaşım Samiral Usubova ve Elenra Abdullayeva ile birlikte projeler yapabileceğimiz konusunda karşılıklı teyitleştik.
Yakın bir zamanda Türkiye’de misafir edeceğiz inşallah kendilerini.
Sohbet devam ederken aramıza başka isimler de katıldı. Çaylar peşpeşe tazelendi sohbet demlendi.
Koskoca Azerbaycan’ın devlet sanatçısının samimiyetine ve insanlığına hayran kaldık o akşam.
Gülüştük hoş sohbet derken neredeyse sabah oldu…
Devamı gelecek Azerbaycan turumuzun. Bu yazıyı o geceyi ölümsüzleştirdiğimiz kareyle tamamlayalım.
Fotoğraftakiler:
Hukuk danışmanı Samiral Usubova
Azerbaycan Devlet sanatçısı Elnare Abdullayeva
Elcin Huseyinov sanatçısı
Mirzeyev Resul ve diğer iş insanı dostlarımız.
Faruk Görer İş İnsanı
Azeri dostlarımızın hepsine ayrı ayrı teşekkürlerimi sevgilerimi sunuyorum.
Bakü’de tadına doyulmaz bir dostluk! için henüz bir yorumda bulunulmamış! Hemen üst alanda bulunan formu kullanarak Bakü’de tadına doyulmaz bir dostluk! için ilk yorumu yapabilirsin.