Muhalefet sahip çıkmalı

Birkaç gün önce açıklanan vergiler toplumun büyük kesimince tepkileri neden oldu olmaya da devam ediyor.

Yöntem tartışılabilir ama bu vergilerin bir nedeni var kuşkusuz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan birinci ağızdan da söyledi.

11 ilimizi yıkan asrın felaketi Kahramanmaraş merkezli depremlerin getirdiği sonuç bu.

Şehirlerimizi sağlıklı bir hale,depreme ve afete dayanıklı bir hale getirmediğimiz sürece hem maddi hem de manevi bu bedelleri ödemeye devam edeceğiz ne yazık ki.

Türkiye’de yerel yönetimlerin hiç şüphesiz birinci gündemi kentsel dönüşüm ve afetlere dirençli şehirlerin oluşması.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kentsel dönüşümle ilgili geldiği günden beri emek ve mesai harcıyor.

Ancak 6 Şubat tarihli depremlerin ardından çok daha fazla bu konuya yönelmiş durumda.

Gerek Hatay’da aylardır sürdürdükleri çaba gerekse Bursa’da enerjisinin büyük kısmını bu alana odaklamasıyla öne çıkıyor. 

Alinur Aktaş, önceki gün gazetecilere şehirdeki dönüşüm çalışmalarını yerinde anlatmak üzere bir gezi düzenledi. 

Bursa’da gerçekten yıllardır kördüğüm olmuş, kentin kanser olmuş noktalarında önemli çalışmalar yürütüyor Büyükşehir Belediyesi.

Sıcak su, Beşyol, Arabayatağı, Yiğitler, Karapınar… Bunlar fiiliyatta devam eden belli aşamalara gelmiş projeler. Ama bunlarla beraber planlamalar da devam ediyor. 

Geziyle ilgili teknik detayları zaten yayınlanan haberlerden okumuşsunuzdur.

Ancak;

Verilen mesajlar oldukça önemli.

Bir kere Alinur Aktaş’ın kentsel dönüşüm zor ve zahmetli. 

Siyaseten de bir getirisi olmadığı gibi siyasetçinin hedef olmasına neden olduğu sözleri oldukça önemli.

Özellikle kentsel dönüşüm yapmak isteyen belediye ve kurumlara muhalefet partilerinin halkı provoke ederek engel olmaya çalışmalarını zaman zaman görüyoruz.

Aktaş, Hatay-Defne örneğini verdi. 

Bölgede yapılmak istenen kentsel dönüşüme CHP’li belediye başkanlarının nasıl algı yöntemi ile karşı çıktıklarını anlattı.

Yapılmayan dönüşümün ağır bedelini Türkiye’nin ve dünyanın gördüğünü anlattı.

Bursa’da önemli iki sıkıntı var tabi;

Aktaş ve ekibinin aşmak için çaba sarf ettiği. Birincisi 0.50 emsal ile Nilüfer’de yapılan kentsel dönüşüm faciaları.

Kötü örnekleri.

İkincisi ise boş arazilere kentsel dönüşüm yapıp bunları rezerv konut olarak kullanmak yerine satıp anlamsız beton yatırımlara aktaran belediye örnekleri.

Aktaş, bu anlamda adeta feryat ediyor. “Ben kentsel dönüşümden elde edilen daireleri rezerv olarak kullanacağız ve yeni kentsel dönüşümlerin yolunu açacağım” ifadeleriyle. 

Aktaş’ın bir başka önemli mesajı ise yapılan bu dönüşümlerin ilk etapta zor olsa da domino taşı gibi Bursa’nın dönüşümünü hızlandıracağı vurgusu.

Aslolanın özel sektörün bu işleri yapması olduğuna dikkati çeken Aktaş, Burkent ya da TOKİ’nin de çalışmalarını hızla devam ettirdiğini kaydetti. 

Kentsel Dönüşüm işine muhalfet belediyelerinin asya yanaşmadığını ifade ediyor Aktaş ve bunda başından sonuna kadar haklı.

Kentsel dönüşüm çalışan muhalefet belediyesi neredeyse yok.

Sadece konser, festival ve günlük işlerle göz boyayarak kentleri geleceğe aktarmak oldukça güç.

Dahası muhalefet belediyelerinin öncelikle iktidar belediyelerinin de kısman kaçak yapıyla mücadeledeki gevşekliği ya da göz yumması bir yandan dönüşüm çabalarını zirveye ulaştığı bir dönemde ciddi bir tezat oluşturuyor. 

Şimdi buradan bir konuya daha temas etmemiz gerekiyor.

Büyükşehir Belediyesi ve Yıldırım Belediyesi bu dönem gerçekten kentsel dönüşüm adına inanılmaz işlere imza atıyor.

Doğru ve dürüst siyaset bu çalışmalara destek vermeyi gerektirir.

Oysa, Karapınar örneğinde olduğu gibi bir siyasi genel başkanı bile getirip sanki milletin kafasına evleri yıkılıyor gibi algı oluşturmak ancak siyasi ahlaksızlık olur. 

Depremden önce önlem alıp kenti değiştireni belediyeleri hedef alıp,olmadık yalanlarla vatandaşların kafasını bulandırıp afet geldikten sonra nerede bu devlet naraları atmak ancak alçaklık olur. 

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yaşadıklarınız bunun en bariz örnekleri. 

Ziyaretin son bölümünde ise Bursa için gerçekten tarihi bir öneme sahip, olağanüstü bir çalışmayı yakından görme imkanı bulduk.

Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nde devam eden proje, sadece bugün için değil asırlara sirayet edecek değerde.

Tarihi bölge adeta bir kuyumcu titizliği ile temizlenirken, ortaya çıkan alanlar vatandaşların gurur duyacağı bir kent merkezi oluşmasına da vesile oluyor.

Bugün bu çalışmaları Büyükşehir Belediyesi adeta tüm frenlemelere rağmen kararlılıkla sürdürüyor.

Aktaş’ın siyasi hesabı bir kenara bırakarak attığı, devletin de destek verdiği bu çalışmalara Bursalılar da sahip çıkmalı.

Daha ötesi muhalefet sahip çıkmalı.

Belediye başkanları ve siyaset sahip çıkmalı.

Aktaş ve ekibi yanlış bir iş yaparsa sonuna kadar herkes eleştirmeli.

Ama doğru yaptığında da alkışlamalı.

Bunu sağladığımız zaman Bursa çok daha güzel bir şehir olacak.